14 Mar 2016

Bilim ve Sanat Söyleşisinden İzlenimler

PROF. DR. ORHAN GÜVENEN’İN “BİLİM VE SANAT ETKİLEŞİMİ” BAŞLIKLI SÖYLEŞİSİNDEN İZLENİMLER

Gedik Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi olan Prof. Dr. Orhan Güvenen, 11 Mart 2016 Cuma günü Kurtköy’deki İstanbul Teknopark’ın toplantı salonunda “Bilim ve Sanat” başlıklı bir bildiri sundu.  Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Gedik Mütevelli Heyet Başkanı Hülya Gedik ve Gedik Holding CEO’su Dr. Mustafa Koçak, Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Berrak Kurtuluş, Teknopark İstanbul Genel Müdürü Dr. İsmail Ara, İş Geliştirme Müdürü Özgür Özçelik, Gedik Üniversitesi dekanları, bölüm başkanları, öğretim üyeleri ve öğrencilerinin de bulunduğu toplantıdaki sunumuna, “Hayal Gücü Bilgiden daha Önemlidir” sözüyle Albert Einstein’ı anarak başlayan Prof. Güvenen, dinleyicilere kendisinin de şiirler yazan bir bilim insanı olduğunu alçakgönüllü tavrıyla açıklayarak istekleri karşılıksız bırakmadı ve konuşmasının sonunda fikir ve duygu yoğunluğu taşıyan birkaç şiirini okudu.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdikten sonra Paris Sorbonne Üniversitesi’nde Ekonometri alanında uzmanlaşan Prof. Güvenen, 1988’den bugüne kadar Bilkent Üniversitesi’nde Stratejik Karar Sistemleri, Ekonometri ve Uluslararası Ekonomi dersleri,  1998’den bugüne Paris Panthéon-Sorbonne Üniversitesi’nde ise Davetli Profesör olarak dersler vermektedir.  Önemli yayınları ve ödülleri olan Prof. Güvenen, Türkiye’nin hizmetinde ulusal ve uluslararası alanlarda üst yönetim düzeyinde görevler üstlenmiş, çok sayıda uluslararası bilimsel kuruluşlara üye olarak kabul edilmiştir.

Konuşmasında Cyril Stanley Smith’in, insan eylemlerini bilim/sanat/teknoloji ayrımı yaparak sınıflandıramayacağımızı belirten sözlerine değinen Prof. Güvenen, şunu söyledi: “Sanatçının içerisinde biraz bilim adamı, bilim adamının içerisinde biraz sanatçı vardır.” Ve ekledi:  “Bu terimlerin sınırları zaman içerisinde değişir ve gelişir.”

Bilkent DSEE, Dünya Sistemleri, Ekonomileri ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Kurucu Başkanı (1988) olan Prof. Güvenen, “Bilim metodolojisine sanatın katkısı olmalıdır” diyerek dinleyicilere “Katma Değerli Bilgi”nin önemini anlattı.  Bilimden yararlanmadan bir şeyler üretmeye çalışanları ise “dümensiz ve pusulasız bir gemiye binen” ve nereye gidecekleri konusunda en ufak bir fikir sahibi olmayan denizcilere benzetti.  Leonardo da Vinci’nin bu metaforundan, 1998 tarihli “Etik Teoremi”nin denkleminde, bu denklemde etik kavramını simgeleyen ve bireysel, kurumsal, ulusal, uluslararası alanda çok gerekli olan “aO” koşulunun Sistem Optimalini sağlayabilmek için Bilim – Etik – Kültür – Sanat dörtlüsünde nasıl elzem bir unsur olduğunu vurgulamak için yararlandı.